9 Aralık 2009 Çarşamba

Galatasaray'ın kadrosunun zayıf halkası!



Ne zamandır kafamı meşgul eder durur, yazayım da rahatlayayım dedim. Tamam herkes biliyor, Galatasaray'ın bekleri ve takım savunması sorunlu, orta sahanın göbeğindekiler formsuz.. Bunları herkes biliyor. Ama benim dikkatimi çeken başka bir bölge. Galatasaray'ın yıllardır sezon başındaki bir kaç maçı saymazsak, sıkıntısını çektiği bölgeden bahsediyorum. KALE. Peki neden?

Takımın kaleci kadrosuna bakalım. Hatta biraz geriye gidelim. Mondragon sonrasını çalışalım. Mondragon sonrası Galatasaray kalesini Orkun ile Aykut'a teslim etmişti. Orkun Erciyes'te yarım sezon boyunca devleşmiş, ardından Galatasaray'a transfer edilmişti. Bir çok kişi ondan umutluydu. Ama benim o sezon kaleyi alması gerektiğini düşündüğüm kişi Aykuttu. Aykut Stuttgart altyapısından yetişmişti. Hagi takımı çalıştırırken onun geleceği hakkında çok olumlu sözler söylüyordu. Mondragon'un arkasında 3 yıl beklemişti. Birçok kişi takımın kalesini emin ellerde görüyordu.

Galatasaray sezona Orkun'la başladı, olmadı Aykut'la devam etti. Sene sonunda iki kaleci de yeterli görülmedi ve De Sanctis takıma getirildi. Aykut'un şampiyonluk kazanılırkenki başarılı performansı göz önündeydi ama, nedense iki kaleci de güven vermiyordu. Yeri geldiğinde en inanılmaz kurtarışları yapan bu adamlar, bir bakıyorsun, olmadık goller yiyor, herkesi tereddütte bırakıyorlardı. De Sanctis taraftarlar için umuttu. İtalya milli takımı yedek kalecisiydi. Birinci kalecinin Buffon olduğunu düşünürsek, herhalde iyi bir kariyer. Sezona da iyi başladı. Ama gelin görün ki, o da bir süre sonra aynı güvensizliği yaşatmaya başladı takıma. Olmadı, o da gitti sene sonunda.

Bu sene Galatasaray'ın ilk transferi Leo Franco oldu. Sonra da Ufuk Ceylan transfer edildi, ki bence Volkan'dan da, Rüştü'den de iyi kalecidir bu çocuk. Özetle takımın kalesi Arjantin milli takım kalecisi Franco, Hagi'nin referans verdiği Aykut ve bir de geleceğin milli takım kalecisi Ufuk var. Doğal olarak Franco ile başladı Galatasaray. O da ilk maçlarında önemli kurtarışlar, gayet yerinde çıkışlarla güven verdi. Sonunda takım Mondi'den beri aradığı kaleciyi bulmuştu, diyordum ki, daha önce ki Galatasaray kalecilerinin abuk sabuk pozisyon hatalarından, saçma sapan goller yiyen hallerinin aynısının canlı halini görene kadar.

Şimdi kardeş, buraya kadar okudun. Doğal olarak diyorsun ki: Ne anlatıyor, bu böyle uzata uzata, lafı nereye getirecek bu acaba? Merak etme, şimdi sadede geliyorum. Şimdi bunca kaleci başarısız olurken, kimisi giderken(Orkun, Sanctis), kimisi kötü oyun nedeniyle yedekte kalırken(Aykut ve yine Orkun) hepsi de güvensizlik saçarken tek ortak noktaları neydi: Kaleci antrenörleri. Kim bu kaleci antrenörü: Nezih Ali Boloğlu , ya da herkesin bildiği şekliyle, Prag Fatihi Nezihi (bkz: Pavel Nedved'in önlenemez yükselişi) İlginç bir şekilde de, bir sürü teknik direktör, yardımcısı, kondisyoner, hatta doktor bile başarısızlık sonrası kapı önüne konulurken, bu adam hala görevinin başında.

Nasıl oluyor abiler, ben anlayamıyorum. Tamam bu adam genç yaşında Galatasaray'a geldi, yıllarca yedek bekledi. Sesini çıkarmadı. Sonra şans buldu, Nedved karşısında bu şansı değerlendiremedi ve hemen ardından Friedel gelip de tekrar yedek kalacağını görünce gitti. Şimdi sen bu adama vefa borcu ödemek istiyorsan, başka bir yolunu bul be abicim. Bu adamın kalecilik kariyeri üstte Galatasaray kalecilerini eleştirirkenki noktalardan ibarettir zaten. Yeri gelir kalede devleşir (örneğin Gençlerbirliği'ndeyken Galatasaray'a karşı) yeri gelir olmadık goller yer. (özellikle uzaktan yediği gollerin Orkun ile benzerliği ayrıca korkutuyor beni.) Galatasaray büyük camia. Futbol okulları vs. bir sürü istihdam alanı var. Zaten Nezihi de işsiz kalmaz, Galatasaray yol verirse. Lütfen bu takıma doğru düzgün bir kaleci antrenörü bulun. Kaleci antrenörünün bir kaleci üzerindeki etkisini çok iyi bilen eski kaleci bir Galatasaray taraftarının sizden dileğidir. Nezihi de kusura bakmasın, ona karşı sevgimiz, saygımız başka, Galatasaray'da profesyonel olarak çalışmak başka. Yoksa takımı ver Hagi-Ergün-Hasan Şaş üçlüsüne onlar yönetsin. Diii mi?

2 yorum:

liverpoolandkop dedi ki...

Nezihi konusunda aynı fikirdeyim, Rijkaard'lı 1988 Avrupa Şampiyonu Hollanda'nın kalecisi Hans van Breukelen ideal mi sence ?

önder dedi ki...

valla eser hocaya dönüş yapmak bile yeterli bence :) bir de kim gelirse gelsin daha kötü olabileceğini sanmıyorum

Yorum Gönder

Link Değişimi